Blog

Kompleks Boşaltıcı Terapi (CDT) ve Lenf Drenajı

Lenfödem, vücuttaki lenf sıvısının dokularda birikmesiyle birlikte ortaya çıkan ve ilerleyici özellik gösteren kronik bir rahatsızlıktır. Çoğunlukla kanser cerrahileri, radyoterapi, damar tıkanıklıkları ya da doğuştan gelen lenf sistemi sorunları sebebiyle gelişmektedir. Hastalarda kol, bacak, gövde veya yüz bölgelerinde şişlik, ağırlık hissi, ağrı ve hareket kısıtlılığı görülebilir. Tedavi edilmediği sürece ciltte kalınlaşma, sık enfeksiyon atakları ve yaşam kalitesinde ciddi düşüşe yol açabilir. Bu noktada Kompleks Boşaltıcı Terapi (Complex Decongestive Therapy – CDT) ve manuel lenf drenajı, lenfödem tedavisinde en etkili ve güvenilir yöntemler arasında öne çıkabilir.

Pediatrik Lenfödemde Cilt Hijyeni Neden Önemli?

Lenfödem, lenf sisteminin yeterli çalışmaması sonucunda dokularda sıvı birikmesi ile birlikte ortaya çıkan kronik bir durum olmaktadır. Bu durum yetişkinlerde sık görülse de pediatrik yani çocuk hastalarda da görülebilir. Pediatrik lenfödem, çocukların yaşam kalitesini etkileyebilir ve uygun bakım uygulanmadığı zaman ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu esnada cilt hijyeni, hem lenfödemin kontrol altına alınması hem de enfeksiyon riskinin azaltılması açısından kritik bir role sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu yazımızda pediatrik lenfödemde cilt hijyeninin önemini ve neler yapılabileceğini açıkladık.

Lipödem Diyeti Var mıdır? Anti-inflamatuar Beslenme Lipödemi Etkiler mi?

Lipödem, hemen her zaman kadınlarda görülebilen ve bacaklarda, kalçalarda, kolların üst kısmında simetrik ve orantısız yağ birikimi ile karakterize edilen kronik ve kilo alımı ile ilerleyici bir hastalıktır. Halk arasında sıkça selülit, lenfödem ya da obezite ile karıştırılan bir rahatsızlık olsa da lipödem, farklı bir klinik tablo olmaktadır. Bu hastalık sadece estetik bir sorun olmakla kalmayarak ağrı, ödem, morarma eğilimi ve hareket kısıtlılığı gibi şikâyetlere de yol açabilir.

Lenfödemin Erken Belirtileri Nasıl Fark Edilir?

Lenfödem, vücudun lenfatik sisteminde meydana gelen bozukluklar sonucunda dokularda sıvı birikmesiyle birlikte ortaya çıkan kronik bir hastalıktır. Lenfödem, daha çok kol ve bacaklarda görülmektedir. Lenfödem şişlik, ağrı, gerginlik ve hareket kısıtlılığına yol açabilmektedir. İlerleyici bir seyri olduğu için erken dönemde fark edilmesi, hastalığın kontrol altına alınmasında kritik bir role sahiptir. Özellikle kanser cerrahisi, radyoterapi, enfeksiyonlar veya travmalar sonrası görülen sekonder lenfödem, zamanında tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu yazımızda sizler için lenfödemin erken belirtileri ne olduğuna ve bu belirtileri nasıl ayırt edilebileceğini açıkladık.

Yolculuklarda Bacak Ağrısını Azaltmak için İpuçları

Uzun yolculuklar çoğu zaman keyifli bir deneyim sunabilir. Fakat saatlerce oturmak zorunda kalındığında bacaklarda birtakım rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Araba, otobüs, tren ya da uçakla yapılan seyahatlerde en sık karşılaşılan şikayetlerden birisi de bacak ağrısı olmaktadır. Bu durum sadece yolculuk konforunu azaltmakla kalmamaktadır. Aynı zamanda dolaşım problemlerine de yol açabilir. İyi haberse bazı önlemlerle birlikte bu sorunun önüne geçmek mümkün olabilir. Bu yazımızda yolculuklarda bacak ağrısını azaltmak için ipuçlarını sizler için inceledik ve paylaştık.

Fibromiyalji Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

Fibromiyalji, kronik ağrı sendromları arasında yaygın ve yanlış anlaşılan hastalıklardan biri olmaktadır. Kaslarda ve eklemlerde yaygın ağrı hissedilmesi, yorgunluk hali, uyku bozukluğu, baş ağrısı, dikkat eksikliği ve depresyon gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Fibromiyalji, özellikle kadınlarda daha sık görülse de erkeklerde de görülebilmektedir. Toplum, fibromiyalji hakkında birçok yanlış bilgiye sahip olabilmektedir. Bu yanlış bilgiler, hastaların tedaviye uyumunu zorlaştırarak yaşam kalitesini düşürebilmektedir. Algoloji (ağrı bilimi) uzmanları, fibromiyalji hastalarını doğru yönlendirmek ve tedavi sürecini etkin kılmak için bu yanlışları düzeltmekte kritik bir rol oynamaktadır.

Sternokleidomastoideus (SKM) Kası Ağrısı ve Fizik Tedavi

Sternokleidomastoideus (SKM) kası, boynun ön-yan kısmında yer almaktadır. Başın dönüşünde ve öne eğilmesinde önemli rol oynayan güçlü bir kas olmaktadır. Sternumun manubrium bölgesinden ve klavikuladan başlayarak kafatasının temporal kemiğindeki mastoid çıkıntıya tutunur. Bu da günlük yaşamda başın sağa-sola dönmesi, öne eğilmesi, karşıya bakış pozisyonunun korunması gibi fonksiyonlarda aktif olarak çalışmasını sağlamaktadır. Ancak bu kasın uzun süreli zorlanması, yanlış postür, ani hareketler veya travmalar sonucunda ağrı ve hareket kısıtlılığı oluşabilir. SKM kası ağrısı, sadece boyunda değil, baş, yüz, çene ve omuz bölgelerinde de hissedilebilen yansıyan ağrılarla karakterizedir.

Lenfödem Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

Lenfödem, vücudun lenf sisteminde meydana gelen bozukluklar sonucu dokularda sıvı birikmesiyle oluşan kronik bir hastalık olmaktadır. Genellikle kol veya bacakta ortaya çıkan şişlikle kendini göstermektedir. Ancak toplum içerisinde lenfödem ile ilgili birçok yanlış bilgi doğru zannedilmektedir. Bu yanlış bilgilerin yarattığı birçok problem bulunmaktadır. Bu durum tedavinin gecikmesine, hastaların yaşam kalitesinin düşmesine, hastalarda stres ve kaygıya yol açabilir. Bu yazımızda sizler için lenfödem hakkında doğru bilinen yanlışları ele alarak hastaların yaşam kalitelerini artırmaya yönelik doğru yaklaşımları paylaştık.

Bel Kayması Sonrası Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon: Etkili Tedavi Yaklaşımları ve Süreç Yönetimi

Bel kayması (spondilolistezis), omurların normal hizasından öne veya arkaya doğru kayması sonucunda oluşan karmaşık bir omurga rahatsızlığı olmaktadır. Özellikle bel bölgesinde görülen bu durumda ağrı, hareket kısıtlılığı ve sinir sıkışması gibi çeşitli klinik belirtileriyle kendisini gösterebilir. Hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bel kayması, rehabilitasyon programları ve doğru tedaviyle yönetilmesi gerekebilir.

Genç Yaşta Neden Kemik Erimesi Olur?

Kemik erimesi ya da tıptaki adıyla osteoporoz, genellikle ileri yaşlarda görülen bir hastalık gibi düşünülür. Son yıllarda ise 20’li ve 30’lu yaşlarda da artan oranda görülmeye başlamıştır. Genç yaşta osteoporoz görülmesi bireylerin yaşam kalitesini düşürebilir. Ayrıca ileri yaşlarda çok daha büyük kemik problemlerine zemin hazırlayabilir. Peki, genç yaşta neden kemik erimesi olur? Hangi faktörler bu süreci hızlandırır? Genç yaşta kemik erimesini önlemek için neler yapılabilir? İşte detaylı yanıtlar: