Cerrahi Müdahaleler ve Travmalar Sonrası Lenfödem

Cerrahi Müdahaleler ve Travmalar Sonrası Lenfödem

Lenfödem, lenfatik sıvının dokularda birikmesi sonucu oluşabilen, genellikle kollarda veya bacaklarda belirginleşen kronik bir şişlik olarak belirti gösterebilir. Cerrahi işlemler ve travmalar, bu duruma yol açan en önemli ikincil nedenler arasında yer alabilir. Bu yazımızda,  kanser cerrahileri sonrası lenf nodlarının çıkarılmasına veya travma sonrası gelişen lenfödemin nedenlerini, belirtilerini ve önleme yollarını ele alıyoruz.

Lenfödem Nedir?

Lenfödem, lenfatik sistemin bozulması sonucu dokularda lenf sıvısının birikmesiyle oluşan, ilerleyici ve kronik bir şişlik durumudur. Lenfatik sistem; bağışıklık fonksiyonları, hücre atıklarının taşınması ve sıvı dengesinin korunmasında kritik rol oynayabilen bir damar ve düğüm ağıdır. Bu sistemde bir tıkanıklık, hasar ya da doğuştan gelen bir yetersizlik varsa, lenf sıvısı dokulardan yeterince uzaklaştırılamayabilir ve zamanla birikerek ödem oluşmasına neden olabilir.

Lenfödem genellikle kol, bacak veya genital bölgelerde görülür. Başlangıçta yumuşak ve fark edilmesi zor olan şişlik, tedavi edilmediğinde ciltte kalınlaşma, fibrozis (bağ dokusu artışı), sertlik ve enfeksiyonlara yatkınlık gibi sorunlara yol açabilir. Bu durum yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal problemlere de neden olabilir. Lenfödem, doğuştan gelen ve sonradan edinilmiş olarak iki ana grupta değerlendirilebilir.

Primer (doğuştan gelen) lenfödem, genetik ya da gelişimsel nedenlerle lenf damarlarının yetersiz gelişmesi sonucu oluşabilir. Diğeri ise Sekonder (edinilmiş) lenfödem olarak bilinir. Cerrahi müdahaleler, radyoterapi, travma veya enfeksiyon gibi dış etkenlere bağlı olarak lenfatik sistemin hasar görmesiyle meydana gelebilir Lenfödem, tedavi edilmediği takdirde ilerleyici bir seyir izleyebilir. Bu nedenle erken tanı, hastalığın kontrol altına alınması ve komplikasyonların önlenmesi açısından büyük önem taşıyabilir.

Cerrahi Müdahaleler Sonrası Lenfödem Neden Oluşur?

Cerrahi operasyonlar, özellikle kanser tedavileri kapsamında yapılan işlemler sırasında, lenfatik sisteme doğrudan ya da dolaylı olarak zarar verebilir. Lenf düğümlerinin çıkarılması, lenf damarlarının kesilmesi veya sıkıştırılması gibi durumlar, lenf sıvısının doğal dolaşımını engelleyebilir. Bu da zamanla lenfödem gelişmesine neden olabilir.

Lenfödem, cerrahi sonrası genellikle haftalar veya aylar içinde ortaya çıkabilir, bazı hastalarda yıllar sonra da gelişebilir. En sık karşılaşılan cerrahi kaynaklı lenfödem nedenleri şunlar olabilir:

  • Meme kanseri cerrahisi: Mastektomi (memenin alınması) ve aksiller lenf nodu diseksiyonu (koltuk altındaki lenf düğümlerinin çıkarılması) sırasında lenf yollarının hasar görmesi, kolda lenfödem oluşmasına zemin hazırlayabilir.
  • Jinekolojik cerrahiler: Rahim, yumurtalık veya rahim ağzı kanserlerine yönelik yapılan ameliyatlarda karın içi veya pelvik lenf düğümlerinin çıkarılması, bacaklarda lenfödem gelişme riskini artırabilir.
  • Ürolojik ve genel cerrahiler: Prostat, mesane, böbrek veya bağırsak ameliyatlarında da pelvik lenfatik sistemin zarar görmesi lenfödemle sonuçlanabilir.
  • Radyoterapi uygulamaları: Cerrahiyi takiben uygulanan bölgesel radyoterapi, lenf yollarında kalıcı hasara yol açarak lenfödem oluşumunu tetikleyebilir.

Bu tür cerrahilerde, lenfatik sistemin yapısı bozulduğu için sıvı taşıma kapasitesi azalabilir. Sonuç olarak, etkilenen bölgede sıvı birikimi artabilir ve kronik şişlik, doku sertleşmesi ve cilt değişiklikleri gibi bulgular ortaya çıkabilir.

Cerrahi sonrası lenfödem riski; uygulanan ameliyatın türü, çıkarılan lenf nodu sayısı, radyoterapi alınıp alınmadığı, hastanın yaşı ve kilosu gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, risk grubundaki bireylerde erken dönemden itibaren koruyucu önlemlerin alınması ve düzenli izlem yapılması büyük önem taşıyabilir.

Travmalara Bağlı Lenfödem Nedir? Neden ve Nasıl Oluşur?

Travmalara bağlı lenfödem, dışsal fiziksel etkiler sonucunda lenf damarlarının zedelenmesiyle ortaya çıkabilen bir türdür. Lenfatik sistem, vücudun sıvı dengesini ve bağışıklık fonksiyonlarını sağlayan hayati bir dolaşım ağı olarak bilinmektedir. Bu sistemde meydana gelen travmatik hasarlar, lenf sıvısının düzgün bir şekilde taşınmasını engelleyerek dokularda sıvı birikmesine ve kalıcı yumuşak doku şişliklerine neden olabilir.

Lenfödem gelişimine yol açabilecek başlıca travmatik durumlar şunlardır:

  • Ciddi kazalar ve darbe sonucu oluşan ezilmeler
  • Derin kesiler, delici yaralanmalar veya cerrahi dışı travmalar
  • Yanıklar (özellikle ileri derece yanıklar)
  • Tekrarlayan mikro travmalar (örneğin mesleki zorlanmalar veya ağır spor aktiviteleri)

Bu tür travmalar sırasında lenf damarları ya doğrudan zarar görebilir ya da çevre dokulardaki iyileşme süreci sırasında gelişen skar dokusu (nedbe dokusu), lenf akışını mekanik olarak engelleyebilir. Özellikle derin dokuya uzanan hasarlarda, lenf drenaj kapasitesi kalıcı olarak azalabilir ve zamanla kronik ödem gelişebilir. Yine venöz yetmezliğin ve/veya obzeitenin eşlik ettiği yani varisli hastaların bacaklarında gelişen yaralanmalar lenfödemi daha da artırabilir

Kısaca, Travma sonrası gelişen lenfödem, bazı bireylerde kısa sürede ortaya çıkarken, bazılarında yıllar içinde sessiz bir şekilde gelişebilir. Bu nedenle, travma geçmişi olan bireylerde ortaya çıkabilen şişlikler mutlaka dikkatle değerlendirilmelidir. Erken dönemde alınacak basit önlemler, örneğin bölgenin korunması, fiziksel aktivitenin kontrollü sürdürülmesi ve gerektiğinde boşatıcı fizyoterapi yaklaşımlar lenfödemin ilerlemesini önleyebilir. Travma sonrası ortaya çıkabilen şişlikler kalıcı ise, lenfödem olasılığı da mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Özellikle uzun süren şişlik yanında ciltte sertleşme veya enfeksiyon bulguları varsa, gecikmeden bir FTR uzman hekimine başvurulmalıdır. Detaylı bilgi için Prof. Dr. Pınar Borman ile iletişime geçebilirsiniz.

Bu gönderiyi paylaş