Lenfödem Hastalarının Kaçınması Gereken Davranışlar

Lenfödem Hastalarının Kaçınması Gereken Davranışlar

Lenfödem, lenf sıvısının birikmesiyle oluşan kronik bir durumdur ve genellikle kol veya bacaklarda şişlikle kendini gösterir. Lenfödemin ilerlemesini önlemek ve semptomların kontrol altına alınmasını sağlamak için günlük yaşamda bazı alışkanlıklara dikkat edilmesi önerilir. Bu yazımızda, lenfödemin seyrini olumsuz etkileyebilecek davranışlara dair bilgilendirme sunularak, yaşam kalitesini korumaya yönelik nelere özen gösterilmesi gerektiği ele alınmaktadır.

1. Ağırlık Taşıma Süreçlerinde Dikkatli Olunması Önerilir

Lenfödem gelişen uzvun aşırı zorlanması, lenf sıvısının akışını yavaşlatabilir ve ilgili bölgede ödem artışına neden olabilir. Özellikle kol veya bacakta lenfödem bulunan bireylerde, ağır yük taşıma faaliyetleri sırasında bu uzvun korunması önem taşır. Alışveriş poşetlerini, çantaları veya diğer ağırlıkları tek taraflı taşımak yerine, yükün iki kola dengeli şekilde dağıtılması veya mümkünse destek alınarak taşınması önerilmektedir. 

Ayrıca tekrarlayan zorlayıcı el-kol hareketlerinden ve uzun süreli baskıya neden olabilecek durumlardan kaçınılması, lenf drenajının korunmasına yardımcı olabilir. Taşıma işlemleri sırasında vücut mekaniğine dikkat edilmesi, hem ödemin kontrol altında tutulmasına katkı sağlar hem de kas-iskelet sistemi üzerinde oluşabilecek ikincil sorunların önüne geçebilir.

2. Dar Giysi ve Aksesuar Kullanımına Karşı Hassasiyet Geliştirilmesi

Lenfödemli bölgelerde kan ve lenf akışının düzgün şekilde devam etmesi oldukça önemlidir. Bu nedenle dar giysiler ve sıkı aksesuarlar, lenf sıvısının birikmesine ve ödemin artmasına yol açabilir. Özellikle elastik ve dar kıyafetler, bedenin şekline fazla uyum sağlayarak kan ve lenf dolaşımını engelleyebilir. Bu durum, lenfödemli bölgenin daha fazla şişmesine ve uzun vadede daha ciddi sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir.

Bu nedenle, bedeni sıkmayan, rahat giysiler tercih edilmesi büyük önem taşır. Örneğin, bol kıyafetler, esnek kumaşlar ve vücuda baskı yapmayan iç çamaşırları gibi seçenekler lenf dolaşımını destekler. Ayrıca, dar kemerler, sıkı çoraplar, yüzükler, bilezikler ve saatler gibi aksesuarlar da kan akışını engelleyebileceğinden, bunların kullanımından kaçınılması tavsiye edilir.

Giysiler ve aksesuarlar, sadece şişliği artırmakla kalmaz, aynı zamanda ciltte sürtünmeye neden olarak tahrişe de yol açabilir. Bu durum, enfeksiyon riskini artırabileceğinden, yumuşak kumaşlardan yapılmış, ciltle uyumlu ve vücudu sıkmayan giysilerin tercih edilmesi daha sağlıklı olacaktır.

Lenfödemli bölgelerde baskıyı minimize etmek için, özellikle kompresyon çorapları veya bandajları gibi uzmanlar tarafından önerilen özel ürünler kullanılabilir. Bu ürünler, lenf sıvısının birikmesini önlemeye yardımcı olurken, aşırı baskıyı da engeller.

3. Aşırı Sıcak Ortamlara Maruziyetten Kaçınılması Uygun Olabilir

Lenfödemli bölgenin yüksek sıcaklıklarla uzun süre maruz kalması, lenfatik dolaşımı olumsuz etkileyebilir. Sıcak ortamlar, damarların genişlemesine yol açarak, sıvı birikiminin daha da artmasına neden olabilir. Bu durum, lenfödemin şiddetlenmesine ve hastalığın kontrol altına alınmasını zorlaştırabilir.

Özellikle sıcak banyolar, sauna ve uzun süreli güneşlenme, vücudun doğal ısı dengesini bozarak, lenf akışını yavaşlatabilir ve ödemin artmasına yol açabilir. Lenfödemli bireylerin bu tür sıcak uygulamalardan kaçınması önerilmektedir. Ayrıca, yüksek ısıya maruz kalmak, ciltte kuruluk ve tahrişe de neden olabilir, bu da enfeksiyon riskini artırabilir.

Sıcak suya girerken dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta, banyonun süresinin uzun tutulmaması ve suyun aşırı sıcak olmamasıdır. Özellikle sıcak suyla uzun süre temas etmek damarların aşırı genişlemesine ve ödemin artmasına neden olabilir. Bu tür durumların, lenfödemin tedavi sürecini zorlaştırabileceği göz önünde bulundurularak, suyun ısısı ve banyo süresi kontrollü bir şekilde ayarlanmalıdır.

Sıcak havada güneşlenme de lenfödemli bireyler için sakıncalı olabilir. Güneş ışınlarının cilde doğrudan etkisi, hem deri üzerinde zararlara yol açabilir hem de vücudun genel ısısını yükseltebilir. Bu nedenle güneşlenme süresi sınırlanmalı ve mümkünse gölgelik alanlarda zaman geçirilmelidir.

Lenfödemli bireylerin daha serin ortamlarda vakit geçirmeleri ve vücut sıcaklığını düzenleyen hafif giysiler tercih etmeleri önerilebilir. Böylece lenfatik sistemin düzgün çalışması desteklenebilir ve ödemin artışının önüne geçilebilir.

4. Cilt Sağlığına Özen Gösterilmesi

Lenfödemli bireylerin cilt sağlığına özel bir özen göstermesi, hastalığın yönetimi açısından büyük önem taşır. Lenfödemli bölgelerde cilt daha hassas olabilir ve dış etkenlere karşı daha duyarlı hale gelir. Bu nedenle, ciltte oluşabilecek küçük bir çizik, yara veya böcek ısırığı, hızla enfeksiyon riskine yol açabilir ve iyileşme süreci daha uzun olabilir. Enfeksiyonlar, lenfödemin şiddetlenmesine ve daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir, bu yüzden cilt bütünlüğüne dikkat edilmesi gerekmektedir.

Cildin düzenli nemlendirilmesi, sağlıklı bir bariyer oluşturarak kuruluğu ve tahrişi önlemeye yardımcı olur. Cilt kuruduğunda çatlamalar ve yaralar daha kolay meydana gelebilir, bu da enfeksiyon riskini artırır. Bu nedenle, lenfödemli bölgelerde nemlendirici kremler kullanarak cildin nem dengesinin korunması önerilmektedir. Ayrıca, cilt bakım ürünlerinin parfümsüz ve hipoalerjenik olmasına özen gösterilmelidir. Kimyasal maddelerden kaçınılması, ciltte tahriş ve alerjik reaksiyonları engelleyebilir.

Ciltte oluşan kesikler veya yaralar hemen temizlenmeli ve antiseptik bir solüsyon ile dezenfekte edilmelidir. Küçük yaraların üzerine temiz ve hava alabilen bir bandaj uygulamak, enfeksiyonun önlenmesine yardımcı olabilir. Özellikle böcek ısırıkları, tırnak batmaları ve kesikler gibi cilt hasarları, lenfödemli bölgelerde hızla enfekte olabilir, bu yüzden bu tür durumlar hemen dikkatle ele alınmalıdır.

Cilt sağlığını korumak için, cilt yüzeyinin sık sık temizlenmesi de önemlidir. Yumuşak sabunlar ve ılık suyla yapılan temizleme, cildi fazla kurutmadan temizler. Cildin daha iyi korunması için sık sık su içmek ve yeterli nemi sağlamak da destekleyici olacaktır.

Dış ortam faktörlerine dikkat edilmesi de oldukça önemlidir. Özellikle soğuk havalarda, cilt daha fazla kuruyabilir ve çatlayabilir. Bu yüzden soğuk havalarda koruyucu eldivenler, veya uygun cilt bakım ürünleri kullanılması faydalı olabilir.

5. Tıbbi İşlemlerde Bilgilendirme Yapılması

Lenfödemli bölgede enjeksiyon, kan alma veya tansiyon ölçümü gibi işlemler çok gerekmedikçe yapılmamalıdır. Ancak yapılması zorunlu ise, sık olmamak kaydıyla yapılabilir zira son çalışmalar bu tür girişimlerin sık yapılmadığı sürece lenfödemi artırmada rolü olmadığını göstermektedir. Bu işlemi yapan sağlık profesyonellerine bilgi verilmesi, lenfödemli bölgeye zarar vermeden uygun işlem yöntemlerini belirlemeye ve sağlık riskini en aza indirmeye yardımcı olabilir.

6. Hareketsiz Kalınan Sürelerin Azaltılması

Uzun süre aynı pozisyonda kalmak, lenfödemli bölgelerde sıvı birikimini artırabilir ve lenf akışını yavaşlatabilir. Bu nedenle, uzun süre hareketsiz kalmaktan kaçınılması önemlidir. Gün içinde hafif egzersizler veya yürüyüşler gibi aktiviteler, lenf sıvısının hareketini destekler ve ödemin artmasını engelleyebilir. Ayrıca, düzenli olarak pozisyon değiştirmek ve hafif esneme hareketleri yapmak, vücutta biriken sıvının düzgün dağılmasına yardımcı olabilir.

Yüksek riski olan hastalar için, özellikle kol veya bacaklarda lenfödem bulunan bireylerin, gün boyunca zaman zaman dinlenip, pozisyon değiştirerek vücutlarını rahatlatmaları faydalı olacaktır.

Gün içerisinde kısa süreli dinlenme aralıkları ve aktif hareketlerin birleştirilmesi, lenf akışının düzenli olmasına katkı sağlar ve semptomların kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir.

7. Zararlı Alışkanlıklardan Uzak Durulması Sağlık Açısından Yararlı Olabilir

Lenfödemli bireylerin, Sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklardan kaçınması sağlık açısından büyük önem taşır.Sigara kullanımı, damar yapısını olumsuz etkileyerek, kan ve lenf dolaşımını zorlaştırabilir. Alkol ise vücutta sıvı birikimine yol açarak, ödemin artmasına neden olabilir. Ayrıca, bu maddeler bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve enfeksiyon riskini artırabilir.

Lenfödemin yönetilmesinde sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve zararlı alışkanlıklardan kaçınma gibi faktörler önemli rol oynar. Tütün ve alkolün sınırlandırılması, vücutta genel iyileşmeye katkı sağlar ve lenfödemle yaşayan bireylerin yaşam kalitesini artırabilir.

Lenfödem ile yaşamak, yaşam tarzında bazı değişiklikleri beraberinde getirebilir. Ancak bu değişikliklerin amacı, hastalığın kontrol altında tutulması ve bireyin yaşam kalitesinin korunmasıdır. Uygun bir bakım planı ve bilinçli yaşam alışkanlıkları ile lenfödemle sağlıklı bir şekilde yaşamak mümkündür. Her birey için en doğru yaklaşım, uzman bir hekim ile birlikte planlanan kişiselleştirilmiş bir bakım süreci olacaktır.

Bu gönderiyi paylaş